Magen-Botox

Endoskopischer Magenballon

Adipositaschirurgie

https://www.youtube.com/watch?v=9v4nXDLNyvg Obezite Cerrahisi Obezite cerrahisi, Vücut Kitle İndeksi (VKİ) >40 kg/m2 ile 35 – 39.9 kg/m2 olup eşlik eden hastalığı (hipertansiyon, diyabet, insülin direnci, uyku apnesi sendromu vs) olan ve başarısız kilo verme deneyimi olan hastalarda önerilmektedir. Obezite Cerrahisi Öncesi Hasta Hazırlıkları Nelerdir? Kan testleri Hormon tahlilleri (tiroid hormonu ve ilaçlı kortizol testi) Abdominal ultrasonografi EKG, Akciğer grafisi Üst Endoskopi Solunum Fonksiyon Testi Ekokardiyografi Yukarıda sayılan tetkiklere ek olarak,  Dahiliye, Göğüs Hastalıkları, Kardiyoloji, Psikiyatri ve Anestezi bölümü uzmanlarınca hasta değerlendirilir. Gerekli görülmesi halinde ek tetkikler yapılır ve ameliyat öncesi uygulanması gerekli tedaviler ve ameliyatın olası tıbbi riski uzmanlarca belirlenir.   TÜP MİDE AMELİYATI Tüp Mide Ameliyatı Nedir? Tüp Mide Ameliyatı (Sleeve Gastrektomi, Mide küçültme) Tüp mide (mide küçültme) , midenin uzunlamasına %75-80’ inin çıkarılması ile mide hacminin 80-150 ml arasındaki bir hacme ulaştırılmasını sağlayan ameliyat şeklidir. İlk olarak 1980’li yıllarda başka bir ameliyatın parçası olarak yapılmış, sonrasında çok kilolu hastalarda by-pass öncesi kilo verdirme amacıyla uygulanmıştır. Takiplerde obez hastalarda kilo verdirme etkinliğinin yüksek ve yerterli olduğu tespit edilerek popülerliği artmıştır. Günümüzde ilk tercih olarak laparoskopik (kapalı ameliyat) olarak yapılmaktadır. Etki mekanizmasında 2 ana unsur vardır. İlki mide hacminin azaltılarak gıda alımının kısıtlanması, diğeri de midenin çıkarılan parçasından salgılanan, kişinin iştahını ilgilendiren Ghrelin isimli hormonun azaltılmasıdır. Bu sayede az gıda ile doyan ve iştahı azalmış olan hasta, uygun beslenme ve egzersiz programı ile fazla kilosunun en az %80’ ini verebilmektedir. Aynı zamanda bilimsel çalışmalarda barsak kaynaklı GLP-1 gibi insülin duyarlılık hormonlarının artışı da metabolik olarak kilo verdirmede rol oynamaktadır Tüp Mide Ameliyatı Kimlere Uygulanır? Tüp mide ameliyatı 18-65 yaş arası, kilo kontrolü konusunda daha önce en az iki deneyimi olan ve BMI >40 kg/m2 olan bireylere önerilmektedir. Bir diğer hasta grubu ise VKİ’si 35 ile 39,9 kg/m2 arasında olan, obeziteye bağlı yandaş hastalıkları (hipertansiyon, diyabet, insülin direnci, uyku apnesi vb.) bulunan ve başarısız kilo verme deneyimi olan hastaları içermektedir. BMI 30-35 kg/m2 arasında olan hastalarda ameliyatsız tedavi yöntemleri öncelikli iken mevcut cerrahi kararı hastaya göre detaylı olarak değerlendirilmeli ve sadece BMI değerine göre karar verilmemelidir. Tüp Mide Ameliyatı Nasıl Yapılır? Günümüzde İlk seçenek laparoskopik olarak yapılmasıdır. Ameliyat genel anestezi altında gerçekleştirilir.  Karın duvarından 0,5-1 cm büyüklüğündeki açıklıklardan girilerek kamera ve mikro aletlerle karın içi değerlendirilir. Mide hacmi kalibrasyon tüpü ile ayarlanarak özel geliştirilmiş tek kullanımlık zımba malzemeleri kullanılarak yeni bir mide hacmi oluşturulur. Kanama ve sızıntı kontrolünden sonra olası komplikasyon olasılığını azaltmak için ikinci sıra dikişler atılır. Tüp Mide Ameliyatı Ne Kadar Sürer? Operasyonun süresi hastanın anatomik yapısına göre değişmekle birlikte operasyon süresi 45 dakika ile 1,5 saat arasında değişmektedir. Ancak ameliyat öncesi hazırlıklar ve anestezi sonrası derlenme ile servis yatağına dönüş süresi 2,5 ila 3 saattir. Standart işlem sonrası hastaların genellikle yoğun bakıma ihtiyacı olmaz. Ancak eşlik eden sağlık sorunları olan hastaların gerekirse bir gece yoğun bakım ünitesinde yakın takip edilmesi uygun olabilir. Hasta servis yatağına döndükten 4-6 saat sonra yataktan kalkabilir ve temel ihtiyaçlarını karşılayabilir. Ameliyat günü ağrı, bulantı, spazm gibi şikayetler, damardan verilen ilaçlarla kontrol altına alınabilmektedir. Tüp Mide Ameliyatı Nasıl Zayıflatır? Tüp mide ameliyatının zayıflatıcı 2 temel mekanizması vardır. Birincisi mide hacminin küçültülerek gıda alımının kısıtlanması, diğeri ise Ghrelin hormonunun azaltılmasıdır. Ghrelin  midenin çıkarılan kısmından salgılanan, kişinin iştahını ilgilendiren bir maddedir. Böylece hasta daha az yemekle doyar, iştahı azalır ve uygun beslenme ve egzersiz programıyla fazla kilolarının en az %70-80’inden kurtulabilir. Aynı zamanda bilimsel çalışmalarda bağırsaktan salgılanan GLP-1 gibi insülin duyarlılık hormonlarının artmasının da metabolik kilo kaybında rol oynadığı bilinmektedir. Tüp Mide Ameliyatının Riski Var mıdır? Tedavi edilmediği takdirde obezite, kanser de dahil olmak üzere 70’ten fazla yandaş hastalığa zemin hazırlayan bir hastalıktır. Obezite cerrahisi ile hastanın etkili kilo kontrolü sağlandığında mevcut sağlık kalitesi düzelir ve olası sağlık sorunlarının önüne geçilir. Tüp mide ameliyatından sonra en sık görülen sorun kanamadır. Ancak dren adı verilen, kanı ve sıvıları tahliye eden hortumun kullanılması olası kanamaların takibine yardımcı olur. Erken müdahale ile serum ve kan takviyesi ile tedavi sağlanabilmektedir. Obezite cerrahisi sonrasında emboli yani damar içi pıhtılaşma riski tüm ameliyatlara göre daha fazla artmaktadır. Bu nedenle ameliyat öncesi ve sonrası kan sulandırıcı iğne tedavisi ve ameliyatta pıhtı oluşumunu engelleyen çoraplar ve kompresyon cihazları kullanılır. Mide hattı sızıntıları potansiyel olarak riskli sorunlardır ve en sık sorulan sağlık sorunlarından biridir. Sızıntı durumunda hastada karın ağrısı, ateş, üşüme, çarpıntı ve genel durum bozulması görülür. Tespit edildiği takdirde erken müdahale ve tedavi süresinin kısa olmasını sağlar. Bunu önlemek için operasyon sırasında ve sonrasında sızıntı testi yapılır, ikinci sıra dikiş zımba hattına yerleştirilir ve eşlik eden, sızıntı ihtimalini artıran ve yara iyileşmesini bozan bir hastalık veya ilaç kullanımı varsa zımba hattının güçlendirilmesi önerilir. TÜP MİDE AMELİYATI SONRASI BESLENME Ameliyat sonrası ilk 24 saat yaşamsal bulguların takibi açısından çok önemlidir. Bu sürede ağızdan su da dahil olmak üzere hiçbir gıda verilmez. 24 saat süresince damardan serum ve vitamin desteği verilir. 24 saatten sonra  su, elma suyu gibi berrak sıvılar ile gıda alımına başlanır. Takip eden 6-8 hafta boyunca hastanın gıdalara karşı toleransına göre şekillenen sıvı gıdadan katı gıdaya doğru bir geçiş programı takip edilir. Bu süreç hastanın mevcut durumuna göre diyetisyenler tarafından yakınen takip edilir. İlk dört hafta bariyatrik beslenme için özel olarak geliştirilmiş protein takviyeleri kullanılır. Bu dönemde su tüketimi hayati önem taşır. Porsiyon kısıtlaması ve katı-sıvı ayrımına dikkat edilmesi önemlidir. Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Egzersiz Ameliyat sonrası erken dönemde hareketlilik çok önemlidir. Ameliyattan sonraki ilk iki hafta ev içinde hareketli olmak ve ev içi düz  zeminde yürüyüşler yapılması önerilir. Üçüncü haftadan sonra düz ve eğimsiz bir alanda günlük açık hava yürüyüşlerine başlanmalıdır. Dördüncü ila altı hafta arasında giderek artan direnç egzersizlerine ve sekizinci haftadan sonra ağırlık çalışmalarına geçilebilir. Ameliyat sonrası sağlıklı ve kalıcı sonuçlar elde etmek için düzenli egzersizin şart olduğu unutulmamalıdır. MİNİ GASTRİK BYPASS AMELİYATI   Mini gastrik bypass ameliyatı porsiyon kısıtlayıcı(restriktif) ve emilimini engelleyici(malabsorbtif) etkilerin birarada olduğu bir bariyatrik girişimdir. Gastrik bypass ameliyatına alternatif olarak ortaya çıkmış ve daha kolay uygulanabilmesi ve anastomoz sayısının daha az olması nedeniyle popülaritesi artmıştır. Mini Gastrik Bypass Ameliyatını Kimler Yaptırabilir? Mini gastrik bypass ameliyatı da tüp mide ameliyatına benzer şekilde 18-65 yaş arası, BMI >40 kg/m2 olan, daha önceki deneyimlerinde kilo verme ve koruma sorunu olan kişilere önerilmektedir. Bir

Methoden zur Behandlung von Adipositas

Nicht-chirurgische Behandlung eingewachsener Haare

Schilddrüsenkrankheiten

Anorektale Erkrankungen

Erkrankungen der Gallenblase

Was ist ein Leistenbruch?

Was ist Adipositas?